Üniversitede “Keşke” Yerine “Ne Yıllardı” Diyebilmenin 5 Yolu

Hazırsan, üniversite öncesi uçuş için kemerlerimizi bağlıyor ve bir öğrencinin samimi hatalarından oluşan yolculuğa çıkıyoruz. Hoş geldin!

Üniversite, hayallerin başladığı ve emeklerin vücut bulduğu yerdir. Doğru kullanıldığı takdirde, bireysel özelliklerimize karşılıksız destekler sağlayabileceğimiz; karar verme mekanizmamızın level atlayacağı küçük bir hayat simülasyonudur. 

Şanslıydım ki ben bunu daha okula başladığım ilk gün öğrendim. Oryantasyon günü heyecandan kimin söylediğini bile hatırlamadığım fakat tüm üniversite yaşamımı etkileyecek bir cümle duydum. 

Burada kaybettiklerinizden, izinlerinizden, kaldığınız derslerden, işlediğiniz suçlardan ve verdiğiniz tüm cevaplardan siz sorumlusunuz. Anne babanızın numarasını defterlere geçmiyoruz.

Şimdi size de hoş geldiniz deyip, kendi deneyim ve hatalarımdan çıkardığım derslerden 5 maddelik konsantre bir özetle başlıyorum!

5 maddede üniversiteyi üniversiteli gibi yaşamak

1) Yabancı dil hazırlık sınıfında okuman gerekiyorsa, yıl sonunu mutlaka dilini kullanabileceğin başka bir ülkede geçir! 

Olmaz deme. Daha ilk seneden zincirlerini kırmak, kalan seneler boyunca kendini global bir birey olarak hissetmen için çok büyük bir adım olacak. Hayat Türkiye'den, Türkçe'den, seni ne olursa olsun seveceğini bildiğin insanlardan ibaret olmayacak!

2) Çalışmaktan keyif alacağını düşündüğün bir öğrenci kulübünü gözüne kestir ve aktif olmak için elinden gelenin en iyisini yap!

Öğrenci kulübü kampüsü kampüs yapan, 18'ini geçmiş her bireyin farkında olmadan network kavramını hayatına sokmaya başladığı en önemli başlangıç noktasıdır. Ekip işi yürütmenin ne denli emek isteyen ve ne denli güzel sonuçlar çıkartabileceğini direkt olarak deneyimlemek için en doğru yer kulüplerdir. Harry Potter'da geçen bir alıntı ile özetlemem gerekirse, kulüp üniversite yaşamının seçmen şapkasıdır. Onun kararını bir tek sen etkileyebilirsin.

3) Ajanda kullan ve kendi notunu her zaman kendin tut! 

İşte, hayatımızdaki bu yeni dönemin yarattığı sarsıntıyı en ufak hasarlarla atlatmak için en önemli şeyler bu maddede gizli. Bir oraya bir buraya koşarken bir gün sınıfa girdiğinde herkesin küçük birer stres topuna dönüştüğün göreceksin. 

İşte orada dur yolcu! 

Kendinden tereddüt etmemek için sahip olduğun 2 çok güçlü silahın var. Ajanda düzeni, yoğun bir üniversite hayatında zaman yönetiminin geçtiği en büyük sırat köprüsüdür. İpin ucunu bir kere kaçırırsan, yandık! Bunu hayatının bir köşesine sokman benden sana öncelikli tavsiyedir!

4) Ne istediğini bildiğin sürece hiçbir şeyden korkma ve nazikçe "hayır" demeyi öğren ve sana yatırım yapabilecek her platformun peşinden git. 

Nereden ne kazanacağını hiçbir zaman bilemezsin. Her zaman kendine bir şeyler katmaya çalıştığın bu yolda, başkalarına da "öğretmenlik" yapmanın tadına var. Bilginin paylaştıkça kartopu gibi büyüdüğünü hissetmek muazzam bir his ve bu hissin seni sıradan bir öğrenci olmaktan kurtaracağına emin ol.

5) Dene, yanıl, bir daha dene, bir daha yanıl, ne bu dere aynı kalır ne de sen! Sektör büyük, zaman hızla akıyor, hayat bizi beklemiyor. 

Stajlar hayatımızın geri kalanı için büyük bir rol oynuyor. Ne yapmak istediğimizi ve ne yapmak istemediğimizi öğrenmek için en güzel yol deneme yanılma yöntemi… Başvurularına sınır koymamayı kendine ilk hedef haline getir. Yine söylüyorum, olmaz deme! 21.yy'da insanlar sadece senin bir işi ne kadar istediğine ve bunu ne kadar gösterebildiğine bakıyorlar. Kendine güvenmekten mülakat süreçlerinin en önemli basamağı… Yurt içi, yurt dışı tüm staj deneyimlerini takip edebileceğin birçok platform var, onları araştırmak karıştırmak, aradığını bulmak yine senin elinde!

Ve her şeyden önemlisi, kendini kimseyle kıyaslama. Çünkü o yaparsa, sen de yaparsın!

Bu yazı Bin Yaprak misafir yazarlarından Merve Köse tarafından yazılmıştır.