Av.Burcu Aslan Tengüz'den Küçük Bir Anadolu Kentinden Avrupa'ya Uzanan Yolda Hukuk Kariyerine İlişkin İlham Verici Öneriler

    Av.Burcu Aslan Tengüz'den Küçük Bir Anadolu Kentinden Avrupa'ya Uzanan Yolda Hukuk Kariyerine İlişkin İlham Verici Öneriler Av.Burcu Aslan Tengüz'den Küçük Bir Anadolu Kentinden Avrupa'ya Uzanan Yolda Hukuk Kariyerine İlişkin İlham Verici Öneriler

    Av. Burcu Aslan Tengüz ile Anadolu'dan Avrupa'ya uzanan hukuk kariyerine ilişkin konuştuk. Sizler için ilham verici bir röportaj olması dileğiyle. Keyifli okumalar :)

    1) Sizi kısaca tanıyalım: Nerede doğdunuz, ne okudunuz, şimdi ne yapıyorsunuz?

    Sakarya'nın Akyazı ilçesinde cemrelerin düşmesinin ardından olsa da karlı bir mart sabahında dünyaya gelmişim. Çocukluğumun büyük kısmı annemin memleketi olan Düzce'de geçti, Bolu'ya bağlı küçük bir ilçeydi ve o zamanlar modern ve canlı bir çehreye sahipti. Ancak 1999 yılında tüm ülkeyi sarsan iki büyük depremle maalesef hem bu küçük şehre hem de çocukluğumun büyük bir kısmına veda etmek zorunda kaldım. Deprem insan ruhunda derin yaralar açan ve hayat boyunca taşıyacağınız yükleri omzunuza bırakan doğal bir afet. Bu zorunlu ayrılıkla yolum başkent Ankara'ya düştü. Ankara'nın en iyi liselerinden biri olan Gazi Anadolu Lisesinde okuma şansı elde ettim. Ancak kara iklimine mesafeli duruşumdan olsa gerek Ankara'yı pek sevemedim ve üniversitede tüm tercihlerimi İstanbul olarak belirledim. İlk tercihim olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. Mezuniyetimi takip eden sene yurt dışında Londra'da hem çalıştım hem de dil okuluna gittim. Garsonluk ve çocuk bakma deneyimlerim mevcuttur. Türkiye'ye döndükten sonra 2 sene butik bir hukuk bürosunda çalıştım, bu deneyimle beni asıl mutlu edecek mecranın Kurumsal alanda çalışmak olacağından hareketle Şirketler Hukuku alanında yüksek lisans yapmaya karar verdim, maaşımın 1/3ünü yüksek lisans programı için aldığım krediye veriyordum. Bana çok şey katan 8 senelik kurumsal deneyimim sonrasında daha mobil olma ihtiyacı ve kendi çalışma esnekliğime sahip olma umuduyla ilk kez serbest çalışmayı deneyimliyorum. Eşimin uluslararası bir danışman olması sebebiyle hem İstanbul hem Frankfurt'ta olacak şekilde iki ayaklı bir yaşam kurmaya çalıştık. İki ay önce bir Türk avukat olarak Frankfurt Barosu'na kaydolmak için başvurularımı yapmıştım ve geçen hafta aldığım güzel haber: ''Beni baroya kabul ettiler!''. Şu an Frankfurt'ta da Türk Hukuku çerçevesinde hizmet vermeye ehilim. Bu bir anlamda yıllardır içimde yaşattığım uluslararası avukat olma hayalinin gerçeğe dönüşü. Umarım bana yeni mesleki tecrübelerin kapısını açar.


    2) Sizi yönlendiren anlar ve kişiler kimlerdi? Mesleğinizi nasıl seçtiniz, karar anlarınız neler oldu?

    Anaokulundan üniversiteye ve yüksek lisansa kadar uzanan 20 senelik eğitim hayatımda çok değerli öğretmenlerim oldu, hepsinin bugünkü ben olmamda katkısı çok büyüktür ancak kararlarımı her zaman kendim verdim. Küçük yaşlardan beri hayatı sorgulayan ve neden bu şekilde oluyor diye isyan eden bir yapım olduğundan hukuk tercihim çok da tesadüf olmadı. Sorgulama halen devam ediyor.


    3) Aileniz kariyer yolculuğunda sizi nasıl yönlendirdi?

    Annem ve rahmetli babam her daim eğitimim konusunda arkamda olduklarını bana hissettirdiler. Birbirinden tatlı ve yetenekli iki kız kardeşim var, onların varlığı da her zaman en büyük desteğimdir.
    Annem ders çalışmamız için tüm fiziki koşulları sağlardı, hatta temizliğe ilk olarak benim odamdan başlanır, sofraya oturduğumda yemeğim hazır edilirdi ki ben vakit kaybetmeyeyim ve daha çok çalışabileyim. Annem ve babam mutlaka bir mesleğin olsun ve birine kendini tanıtırken kendi unvanın olsun derlerdi. Birinin eşi yada kızıyım deme, ben Burcu Aslan'ım de sözleri bende çok yer etmiştir. Bu nedenle kadınlara evlenirken kendi soyadlarıyla kalma seçeneği verilmemesi beni hem bir kadın hem de bir hukukçu olarak çok rahatsız ediyor. İnsanın adı ve soyadı kimliğidir. Birini sevdiğimiz için kimliğimizden vazgeçmek zorunda olmamalıyız.

    4) Kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz?

    Kendimi geliştirmek için ilham aldığım ve ümit ederim ki ilham verebildiğim insanlarla hep iletişimde olmaya, seyahat etmeye ve okumaya çalışıyorum. Goethe'nin çok sevdiğim bir lafı var : '' İnsan kendisini yalnızca insanda tanır''. Kendimizi ilişkilerimizle tanıyor ve şekillendiriyoruz. Arkadaşlık çok kıymetli bir bağ, iyi bir arkadaş olmaya hep önem verdim ve arkadaşlıklarım bana çok şey kattı. Her türlü ilişkinin beslenmeye ve karşılıklı olarak zaman/emek yatırımına ihtiyacı olduğuna inanıyorum ve en tatminkar yatırım insana yapılan…

    Seyahat etmek beni en çok zenginleştiren deneyim diyebilirim, dünyayı gezdikçe hayatın sandığımız kadar kompleks olmadığını ve hepimizin kültür ,dil, dinden bağımsız olarak ihtiyaçlarının, korkularının, ümitlerinin ne kadar benzediğini bir kere daha görüyorum. İnsanın kendi dünyasının dertleri, dünyayı gezdikçe küçülüyor. Bugüne kadar gezdiğim coğrafyalardan bana en çok ilham verenler Avrupa ve Asya. Özellikle İtalya ve Japonya'nın çok özel bir yeri var. İtalya'nın  çabasız büyüleyici güzelliği, bana verdiği açık hava müzesinde geziyor hissi, nefis yemekleri ve Japon kültürünün taşa toprağa bile bir ruh bahşeden ve saygı duyan naifliği, özgünlüğü ve incelikleri beni çok etkiliyor.
    Bunun dışında tabi ki okumaya çalışıyorum, son yıllarda keşfettiğim kültür yaşam dergisi Monocle'dan çok şey öğreniyorum. Sanattan tasarıma, politikadan sosyolojiye birçok konuda makaleleri var ve o çeşitliliği çok seviyorum. Genelde kitap tercihlerim kişisel gelişim ve son dönemde eğildiğim koçluk eğitimim ile ilintili oluyor.

    5) Hayatınıza etki eden, ilham aldığınız kişiler kimler, bize onlardan bahseder misiniz?

    Yolumdan geçen herkesin şu anki ben olmama katkısı olduğuna inanıyorum ve hepsine de müteşekkirim. Elbette ailem, yakın arkadaşlarım, birlikte çalıştığım çok değerli insanlar beni yıllarca şekillendirdiler.
    En büyük ilham kaynağım ise eşim. Eşim Frankfurt'ta doğmuş büyümüş, Amerika'da okumuş ve dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşamış bir dünya vatandaşı. Onun şefkati, bilgeliği ve sınırsız merakı bana çok ilham veriyor. Bir yeri gezerken küçük bir çocuk merakıyla etrafa baktığını gözlemliyorum ve onunla birlikte hayatıma giren bir cümle var: ''Sana nasıl destek olabilirim?'' İlk kez bu cümleyi duyduğumda gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum çünkü o güne dek kimse bana bu cümleyi kurmamış. Ve aslında en çok ihtiyacımız olan şey bu değil mi? Yargılanmak, akıl verilmesi değil. Sadece ihtiyaç hissettiğimizde birinin orada olduğunu bilmek. Bu özel ilişkilerde, arkadaşlıkta ve işte de böyle..


    6) Kendimizi geliştirmek için hangi dijital kaynakları takip edelim? Mutlaka okumalısınız dediğiniz kitaplar var mı?
    Bu noktada size Hukuk Fakültesi'ndeki ilk dersimde rahmetli ve değerli Hocam Prof. Dr. Ömer Teoman'ın sözlerini hatırlatmak isterim: '' Bu fakülte biter, siz İngilizce öğrenin.'' Yabancı dil konuşabilmenin, kariyeri bir yana koyalım, insan hayatını zenginleştiren çok önemli bir araç olduğuna inanıyorum. Geçtiğimiz ay çeşitli ülkelerden 60 kişinin katılım sağladığı yaklaşık 7 ay süren online bir üniversite programından mezun oldum. Eğer İngilizce bilmeseydim Güney Afrika'dan, İsviçre'den hala yazışıp dertleştiğim arkadaşlarım olmayacaktı. Gençlere en büyük tavsiyem İngilizce ve mümkünse ek bir dil daha öğrenmelidir. Ben de şu an çok acılı bir şekilde Almanca öğrenmeye çalışıyorum. Dil öğrenmek ve ilham aldığınız insanları takip etmek kendi vizyonunuzu çizmekte anahtar.

    Üyesi olduğum İstanbul Barosu'nun faaliyetlerini düzenli takip ediyorum. İnsanı destekleyen kişisel ya da profesyonel networklere girmeyi de çok kıymetli buluyorum. Ben TurkishWIN sayesinde harika gençlerle tanıştım ve onların hayatına bir nebze de olsa dokunabilme imkanı buldum. Bu kız kardeşlik çemberi sayesinde şu an hikayemi paylaşabiliyorum ve hikayem bir kişiye dahi bir noktadan ilham olabilirse ne mutlu bana. Özellikle pandemi gibi dünyayı küresel olarak derinden sarsan olayların 'Birlikte' olmaya ihtiyacı daha da artırdığı tartışılmaz. Yine çok sevdiğim bir Afrika atasözü: ''Hızlı gitmek istiyorsan yalnız git, uzağa gitmek istiyorsan birlikte gidelim'' .

    Mutlaka okumalısınız dediğim bir kitaptan ziyade bana iyi gelen kitaplardan bahsedebilirim, çünkü her kitap her insana başka konuşuyor. Cemal Süreya'nın tüm şiirlerinin toplandığı Sevda Sözleri bana şiiri sevdiren kitaptır. Şiir bambaşka bir dünya, iç içe geçmiş onlarca derin duygunun deniz kıyısına vurması gibi. Turgut Uyar'ı da çok sever ve okurum. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri ayarlama Enstitüsü kitabını okurken bugün bile çok geçerli tespitlerden çok etkilendiğimi hatırlıyorum. Hukuk öğrencilerine hitap ettiğimi hatırlayınca pek tabi Dostoyevski Suç ve Ceza demeden olmaz. Şu an Dost Can Deniz'den Cesur soruları okuyorum, kendinizle dürüst bir röportaj yapmak istiyorsanız önerebilirim. Ancak özellikle bu çalkantılı zamanlarda dayanaklılığımıza yatırım yapmak adına; bizim topraklarımızdan dünyaya yaydığı ışığı takip ederek zamanlar üstü zat Mevlana'nın popülist kültürde yayılan laflarının çok ötesinde bir okyanus olduğunu keşfetmek için mutlaka bir kaç kaynak okumanızı isterim. Çok derin bir alim, anlamak için bir ömür gerekecek.


    7) Tekrar 20 yaşında olsanız neyi farklı yapardınız?
    Tekrar 20 yaşında olsam beni olduğum gibi kabul etmeyen hiç kimseye, beni kendi otantikliğime götürmeyen hiçbir şeye 5 dakikamı bile ayırmazdım. Geleceğimle ilgili daha az endişelenir, akışa daha çok güvenirdim.


    8) Son olarak bu mesleği seçmeyi düşünenlere ne tavsiye edersiniz?

    Hukuk dinamik bir sosyal bilim ve sürekli öğrencisiniz, her alanda uzman olmak mümkün değil. Bu nedenle en büyük gücümüz bilmediğimizi bilmek olmalı, bilmiyorum diyebilmek gerekirse müvekkilimizi o alanda uzman olan başka bir meslektaşa yönlendirebilmek.

    Bu mesleği seçenlere naçizane hatırlatmalarım ise; mesleklerinin modası hiç geçmeyecek, çok çalışacaklar, yeterince takdir edilmeyecekler, zaman zaman büyük stresler yaşayacaklar ve her adaletsizliği düzeltmeye güçleri yetmeyecek ama en nihayetinde bir kişiye dahi daha adil bir çözüm getirebiliyorlarsa, bir kişinin dahi hakkına kavuşmasına ve hakkın yerini bulmasına hizmet edebiliyorlarsa buna değer!

    CampusWIN yazarlarından Kübra Çakan tarafından yazılmıştır.

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun

    BinYaprak; iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları, çalışan kadının dijital kız kardeşlik çemberi.

    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.