ANISINA SAYGIYLA...

    ANISINA SAYGIYLA...

    Bu işte bir yanlış var, haksızlık var dediğiniz, her meselenin üzerine gidişinizi, sorgulamanızı, nedenlerini araştırmanızı, bilimsel verilerle, akılla proje üretirken, yüreğinizle insana dokunarak ilerlemenizi, sadece görünen meseleye değil, bütünleyen sosyal ve ekonomik koşullara da eğilmenizi söylemesek anlatımın derinliği eksik kalır. 

    En zoru sizi size anlatmak. Bir ömre bin ömür sığdırmışsınız sanki. Yaptıklarınızı sıralamaya çalışsam mutlaka eksik kalır ve illaki yüzeysel. Bu işte bir yanlış var, haksızlık var dediğiniz, her meselenin üzerine gidişinizi, sorgulamanızı, nedenlerini araştırmanızı, bilimsel verilerle, akılla proje üretirken, yüreğinizle insana dokunarak ilerlemenizi, sadece görünen meseleye değil, bütünleyen sosyal ve ekonomik koşullara da eğilmenizi söylemesek anlatımın derinliği eksik kalır.

    Aç Kardelen aç, dağın olayım
    Suyun olayım, göğün olayım aç

    Her çiçeğin kar altından
    Güneşe giden masalında
    Yaşamak yeniden tazelenir
    Yeniden anlamlanır

    Işığa uzanırken Kardelen
    Kış rüyasından
    Ümidin mucizesiyle
    Sevince uyanır

    Kardelen, Sezen Aksu


    Sevgili Türkan Saylan,
    "Mücadelem sizlere daha iyi bir dünya bırakmak için" deyişinizden kısa bir süre sonra aramızdan ayrılışınızın üzerinden 11 yıl geçti. Bu 11 yılda emniyet mensuplarının ansızın baskın yaptığı evinizin önünde –ki sadece siz değildiniz, kurucusu olduğunuz Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) merkezi ve önde gelen yöneticileri de benzer durumdaydı- her şartta koruduğunuz direnç ve sükûnet ile hastalığınıza, uğradığınız haksızlığa dem vurmadan "Türkiye bir süreçten geçiyor, demokrasi ve hukuk sınavından geçiyor" demiştiniz. Siz bu süreçten her zamanki gibi alnınız ak, başınız dik çıktınız. Ama biz bu demokrasi ve hukuk sürecinden geçip sınavları bir türlü veremedik Hocam.


    ZAMAN SİZİ BİRÇOK KONUDA HAKLI ÇIKARDI
    Yıllar yıllar önce uyardığınız, kanmayın, kandırılmayın, karşısında durun dediğiniz olguların, kişilerin, kurumların iç yüzü, memleket meselelerinin acı tablosu ortaya çıktı. Çözüm yaratmak için gündeme taşıdığınız sorunların önemi, önceliği, toplumsal etkileri çok daha görünür hale geldi. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin önemini, bilim ve akılla hareket etmenin gereğini göz ardı edip, eşit ve adil bir toplum düzeni için yeterince mücadele etmeyince ilerleyemez olduk. Ve ne yazık ki, Atatürk ilkelerinden, çağdaş toplum hedefinden uzaklaşmanın Cumhuriyet'in yapı taşlarını kökten sarstığını deneyimledik. 


    YİNE DE KIZMAZDINIZ!
    Siz bu süreçte haklı olmaktansa, bunca badire yaşanmadan, bedel ödenmeden, ötelemeden, ötekileştirmeden, kutuplaştırmadan, meselelerle bir bütün olarak mücadele edilmiş ve çözüm sağlanmış olmasını yeğlerdiniz eminim. Çağdaş toplum olma yolunda, hukuk devleti yapısında, eğitimde, kadın meselelerinde, hor görülen, toplum dışına itilenler adına haksızlıklara, eşitsizliklere, önyargılara, törelere, yoksulluğa, yoksunluklara karşı daha fazla yol alınmış olmasını beklerdiniz. Yine de kızmazdınız –hiç kızdığınız görülmedi ki zaten- gözlüğünüzü hafifçe aşağıya indirip bir bakardınız, anlardık. Sonra "Haydi çocuklar yapalım" derdiniz. "İstiyorum ki bir ucundan tutup sorumluluk alıp, gönüllü bir sorumluluk alıp ilerleyelim." "Sorun getiren değil, çözüm getiren, projeler üreten olalım. Bu ülkeye borcumuz var" diye eklerdiniz.


    'HER EĞİTİMLİ KADININ BU CUMHURİYET'E BORCU VAR'
    En zoru sizi size anlatmak. Bir ömre bin ömür sığdırmışsınız sanki. Yaptıklarınızı sıralamaya çalışsam mutlaka eksik kalır ve illaki yüzeysel. "Bu işte bir yanlış var, haksızlık var dediğiniz" her meselenin üzerine gidişinizi, sorgulamanızı, nedenlerini araştırmanızı, bilimsel verilerle, akılla proje üretirken, yüreğinizle insana dokunarak ilerlemenizi, sadece görünen meseleye değil, bütünleyen sosyal ve ekonomik koşullara da eğilmenizi söylemesek anlatımın derinliği eksik kalır. Bitmeyen enerjinizi, yolunuzda ilerlerken başınıza gelenleri veya kritik hastalıklarınızı sınav sayıp, "Benim üniversitelerim" diye kabul etmenizi, başarısızlıklardan ders çıkarmanızı, yalan dolan, iftira, tehdide prim vermeyişinizi, gücünüzü kırdırmayışınızı, her ne olursa olsun sorumluluk alışınızı dillendirmesek bunca başarıyı nasıl elde ettiğiniz ve yılmazlığınız zor anlaşılır. Resmi ve resmi olmayan sıfatlarınızı; hekim, bilim insanı, yazar, aktivist, idealist bir cumhuriyet kadını, hocaların hocası, demokrat, Kemalist, sanatsever, anne, dost, humanist, feminist, çağdaş yaşam neferi ve nicelerini sıralasak yine de sizin için yetersiz kalır. Bu ömre tanıklık eden kitabınızın yazarı Ayşe Kulin'in "Tek ve Biricik Türkan Saylan" diye seslenmesi de büyük ihtimal bundandır.

    "Ben ne yapmak durumundaysam, onu gerçekten bu ülkenin bir insanı olduğum için görev bilerek, içimden geldiği için yaptım."
    Açıkçası hem sizin hem de yaptıklarınızın değeri her gün daha fazla anlaşılıyor. Bu iyi haber gibi görünebilir, bir yanı öyle, diğer yanında ise giderek daha karanlıklaşan bir tabloda ışığınızın ve aydınlattıklarınızın görünürlüğünün artmasının da payı var. 


    BAYRAĞI DÜŞÜRMEDİK ÇOĞALIYORUZ, ÇABALIYORUZ
    Çağdaşlaşma ve umudun peşinde geçen ömrünüzden bayrak yarışı gibi devrettiğiniz mücadeleye devam ediyoruz Hocam. Sizin kadar emsalsiz ve dirençli olmamakla birlikte bayrağı düşürmedik, çoğalıyoruz, çabalıyoruz. En güzel haber, Kardelenler'in sayısı ÇYDD'nin kuruluşunun 30'uncu yılında 110.000'i -2019 itibarıyla- aştı, okul öncesi eğitim zorunlu hale geldi. Çağdaş eğitim, cinsiyet ayrımcılığı ve hak arama için mücadele eden Sivil Toplum Kuruluşları da çoğaldı. Gülümsediğinizi görür gibiyim.
    Diğer yandan eğitim sistemi yap bozlardan, dini eğitim ağırlığının artmasından, müfredatın bütünlüğünün kaybedilmesinden dolayı kötüledi. Devlet bütçesi içinde eğitim ve sağlığa ayrılan pay daraldıkça daraldı. Çocuk işçiler, çocuk gelinler, kadına şiddet, eğitimdeki eşitsizlikler, göç sorunu, gelir dağılımının daha da bozulması, işsizlik ve benzeri sorunlar maalesef derinleşti ve arttı. "Bırakmayın sakın, kimsenin köşesine çekilme hakkı yok." "Sağlam olmalıyız, sağlam durmalıyız, çünkü burası Atatürk Türkiye'si" dediğinizi duyuyorum içimde.


    Her mücadele alanınızda, büyük bir başarı öyküsü yarattığınızda, bununla yetinmeyip, ülke çapında sürdürülebilir bir düzen ve çözüm üretecek kurumların kuruluşuna önderlik etmeniz yolumuzu açtı Sevgili Hocam. Cüzzamla savaşta dernekleşme, hastane, sosyal yaşama entegrasyon için sivil toplum inisiyatifleri, kadın meselesinde doğuştan başlayan eşitsizlik ve buna bağlı sorunların giderilmesi için "kadın bakanlığı kurulması, eşitlik komisyonları" uğraşı, üniversitede kadın sorunları araştırma ve uygulama merkezi çalışmaları, ÇYDD'nin kuruluşu ve gelişimi mücadelenin hem çatısı hem de itici gücü oldu. Işığınızla aydınlanan, bu ülkeye inanan nice insan, yetiştirdikleriniz, hayatlarını değiştirdikleriniz bir araya gelip çalışıyor, izliyorsunuzdur.


    REÇETEMİZ BELLİ, SİZİN TECRÜBELERİNİZLE SABİT
    Haksızlığa boyun eğme, sorgula. Bilimin yolundan git, yürekten ve yüreğe dokunarak çalış. Bütün yeteneklerini kullanarak, çevreyle paylaşarak, karşınızdakini dinleyerek, gözünün içine bakarak, temas ederek, hoşgörüyle, adalet ve eşitlik duygusuyla hareket et. Çağdaş eğitimle çağdaş toplum ve bireyler yarat.
    Tek ve biricik Türkan Saylan; açtığınız yollar, gerçekleştirdiğiniz işler, verdiğiniz mücadele, dokunduğunuz ve değiştirdiğiniz hayatlar için, ülke olarak varlığımızın temelindeki Atatürk ilkelerine bağlılığınız ve gelişimine olan katkılarınız için, bizlere daha iyi bir dünya, daha çağdaş bir ülke bırakmak üzere vakfettiğiniz ömrünüz için size şükranlarımızı sunuyor, sonsuz teşekkür ediyoruz.


    Emin olun sönmeyeceğiz ve IŞIYACAĞIZ.
    'Eğer bir yerde bilime, demokrasiye, barışa ve aydınlığa aç bir çocuk senin ışığını bekliyorsa, sönmeye hakkın yoktur. Işıyacaksın, ölümüne saniyeler kalmış olsa bile…'




    Bu yazı Bin Yaprak misafir yazarlarından Canan Ercan Çelik tarafından yazılmıştır.

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    BinYaprak Misafir Yazar henüz özgeçmişini yazmamış
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.